Çeyiz geleneği devam ediyor ama hazırlanış gerekçesi değişti. Anadolu'da birçok genç kızın daha çocuk yaşlarda el emeği göz nuru harcayarak hazırladığı paha biçilmez çeyizler, Osmanlı döneminde gelin olacak genç kızın tek serveti idi.Osmanlı döneminde kadınlar, kız çeyizine büyük önem verirdi. Bu, o dönemde, kız çocuğunun evlendikten sonra, miras paylaşımından erkek kardeşinin yarısı kadar hak almasından kaynaklanırdı. Erkek çocuk 2 hisse alırsa, kız çocuk 1 hisse alırdı. Bu geçmişte öyleydi, ama şimdi de sadece bir kültürel olgu değil, aynı zamanda sosyal ve ekonomik değeri olan bir olgudur."Kocaya mal mı götürüyorsun?"Aslında kız, aileden hiçbir şey alamazdı. Çünkü 'Kocaya mal mı götürüyorsun?' diye ayıplanır ve kendine düşen hisseyi, kardeşine bağışlamak zorunda bırakılırdı. Bu nedenle kız anneleri, maddi anlamda kendi çektikleri sıkıntıları, kızlarının çekmemesini istedikleri için, yükte hafif, pahada ağır olan çeyizler hazırlarlardı. Çeyiz, o dönemlerde, mümkün olduğu kadar paraya dönüşebilecek eşyalardan oluşurdu.Osmanlı döneminde çeyizin asıl amacı budur, yani kızı desteklemektir.
Eski geleneksel yaşamda sandık çeyizi, kız bebesinin doğmasıyla başlar ve genç kızın evlenmesine dek sürerdi. Bunun için de "Kız beşikte, çeyiz sandıkta" denirdi. Sandığa önce bir don konurdu; kız 'donansın' diye. Bu inancın nedeni, çeyizi az olan kıza "Sen bize donsuz geldin" denmesidir. Bu sözleri hiçbir kadın duymak istemez. O nedenle kız bebesi doğar doğmaz sandığa don konmasının nedeni budur.Çeyiz sanığının manevi olarak en değerli hazinesi 'oya', Anadolu'da söz hakkı kısıtlı gelinin, ince ve imalı bir mektubudur. Anadolu'nun birçok köy, kasaba ve kentlerinde, insanlar sustuğu zaman, renkler, motifler, çevreler ve oyalar konuşur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder